Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Mehmet Akif Taş ile Prof. Dr. Erdal Akpınar, ‘Burdur Havzası’ndaki Göllerde Yaşanan Seviye Değişikliklerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve Uzaktan Algılama (UA) ile Tespiti’ başlıklı dikkat çeken bir makale hazırladı.
36 yıllık süreç ile ilgili veriler, NASA, ESA, USGS, Sentinelhub, Libra gibi uluslararası kuruluşlardan temin edilen LANDSAT uydu görüntülerinden elde edildi. Söz konusu veriler, UA ve CBS teknolojileri ile görselleştirilip, sayısallaştırıldı ve analiz edildi.
Buna göre; 36 yıllık süreçte Salda dışındaki diğer göllerin sularının büyük ölçüde çekildiği ve yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu vurgulandı.
Uydu görüntülerine göre; 16 Şubat 1985’te yüzölçümü 20 bin 551,2 hektar olan Burdur Gölü’nün 28 Şubat 2021 itibarıyla yüzde 40,1 oranında çekildiği, yüzölçümünün 12 bin 308,5 hektar olduğu belirlendi.
1985’te yüzölçümü 1113,6 hektar olan Uluslararası Sulak Alanlar Listesi’ndeki Karataş Gölü, 2021 yılında yüzde 64,8’lik küçülme ile 391,5 hektara düştü. 1985’te 12 bin 300,2 hektar olan Acıgöl ise 2021 yılı itibarıyla yüzölçümü 2 bin 385 hektara düştü ve yüzde 80,6 oranında küçüldü.
1985 yılında 1661,2 hektara sahip Yarışlı Gölü, 2000 yılı şubat ayında yüzde 34,2 daralarak 1080,2 hektara geriledi. Göl alanı, mevsimsel çekilmenin de etkisiyle 2000 yılı Temmuz ayında 482 hektar oldu. Yarışlı Gölü’ndeki en büyük çekilme ise 2020 yılı Temmuz ayında gerçekleşti ve yüzölçümü 363,3 hektara kadar düştü. Mevsimsel yağışlarla 2021’de yüzölçümü 834 hektara yükseldi. 1985-2021 devresinde göl alanında toplamda ise yüzde 49,7 oranında çekilme tespit edildi.
1985- 2021 yılları arasında Akgöl’de radikal değişiklikler tespit edildi. 1985 yılı Şubat ayında 1219,8 hektar olan göl alanı, 15 yıl sonra yüzde 54,2 küçülerek, 2000 yılında 537,2 hektara düştü. 2016 ile 2019 yılları dışında sürekli alan kaybeden Akgöl, 2021 yılı Şubat ayı itibarıyla tamamen kurudu.
Salda Gölü ise alansal bakımdan en az değişim gösteren göl oldu. 1985 yılında 4 bin 544,9 hektara sahip göl alanı, 15 yılda yüzde 5,2 küçülerek, 2000’de 4 bin 377,7 hektar oldu. Daha sonraki yıllarda göl alanındaki daralmaların yüzde 0,1 ya da yüzde 1,3 gibi küçük rakamlar olduğu kaydedildi. 1985-2021 devresinde göl alanındaki toplam çekilme ise yüzde 5 oldu ve 227,1 hektar olarak hesaplandı.
Göllerin tamamında negatif yönde değişiklikler olduğunu belirten Dr. Mehmet Akif Taş ve Prof. Dr. Erdal Akpınar, havzada Salda dışındaki tüm göllerin, son 36 yılda suyla kaplı alanlarının yüzde 40 veya daha fazlasını kaybettiğini vurguladı. 1985 yılı Şubat ayında toplam göl alanının 41 bin 366,3 hektar olduğu, son ölçümlerin yapıldığı 2021 yılı Şubat ayında ise bu değerin 20 bin 223,8 hektara gerilediğini belirten Dr. Taş, “Buna göre; havzadaki göller, 36 yıllık süre zarfında kış mevsimi itibarıyla suyla kaplı alanlarının yüzde 51,1’ini kaybetmiş. Kuşkusuz bu çok yüksek bir oran. Benzer bir durum, yaz mevsimi için de geçerli. Toplam göl alanı, 1985 yılı Temmuz ayı ölçümlerine göre 38 bin 888,2 hektar. Bu değer, 2020 yılı Temmuz ayında 19 bin 869,7 hektara gerilemiştir. Yüzde 48,9 oranında bir su kaybı yaşanmıştır” dedi.
Bu göllerin 36 yılda dikkate değer oranda küçüldüğünü ifade eden Dr. Mehmet Akif Taş, “Bu verilere bakarak, araştırmaya konu 6 gölden 5’inin son yıllarda tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söylemek mümkün. Kuşkusuz bu durum, gerek doğal gerek beşeri ve ekonomik bakımdan çok önemli bir sorundur. Bu araştırmada nesnel verilere dayalı olarak, sorunun boyutları ortaya konmaya çalışılmıştır. Sorunun nedenleri ve çözüm yolları ise daha farklı araştırmaların konusudur” diye konuştu.